Fransa’da turizm rehberliği alanında faaliyet yürüten Hasan Kızıl ile turizm sektörünü konuştuk. Turizm sektörünün bir kaç yıldan beri değişim gösterdiğini söyleyen Hasan Kızıl, Covid-19 salgınının bu süreci hızlandırdığını kaydetti. Hasan Kızıl, salgında ikinci bir dalga olmasa bile 2021 yılında Turizm sektöründe çalışanların yüzde 80’nin işsiz kalacağını söyledi. Sektörün geri kalanında ise yüzde 50 oranında bir istihdam kaybı olacağı Kızıl tarafında kaydedildi.
Geçtiğimiz yılın Aralık ayından itibaren Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan yeni tip Korona virüse bağlı salgın ile birlikte tamamen duran Turizm sektörü yavaş yavaş açılmaya başladı. Salgının bittiği ülkeler ile kontrol altına alınan ülkelerde tekrar başlayan uçuş hizmetleriyle birlikte özellikle iç turizm hareketlendi. Dış turizm hala belirsizliğini korurken, salgından en çok etkilenen bölümlerin başında turizm rehberliği veren şirketler ile çalışanları oldu. İç turizmde hareketlilik görülmesine rağmen, dışarıdan turistlerin gelmemesi nedeniyle bu alanda çalışanlar gelişmeleri kaygıyla izliyor. Dış turizmin açılmaması durumunda dünya genelinde milyonlarca rehber işini kaybetmekle karşı karşıya.
16 yıldır Paris’te turizm rehberliği yapan Hasan Kızıl ile turizm sektörünü, tur operatörlüğü, Covid-19 salgınının etkilerini konuştuk. Salgın yüzünden Şubat ayının başından beri çalışamadığını belirten Hasan Kızıl, mesleğiyle ilgili düşüncelerini kaygıyla anlattı.
16 yıldır Fransa’da turistlere Fransa’yı anlatan Hasan Kızıl’dan kısaca konuşsak…
Malatya doğumluyum. 43 yaşımdayım. İki çocuk babasıyım. Turizm sektörüne 1993 yılında Türkiye’de başladım. Ukrayna ve Yunanistan’da çalıştım. 2004 yılında Fransa’ya geldim ve burada rehberliğe devam ettim.
Neden Fransa ?
Türkiye’de Fransızca öğrendim. Hacetepe Üniversitesi’nde Fransız Dil ve Edebiyatı okudum. Daha sonra eğitimime İstanbul Üniversitesi’nde devam ettim. 2004 yılında Fransa’ya eğitim için geldim. Rennes 2 Üniversitesi’nde Yüksek Lisans yaptım. Sonra İnalco’da Türküloji bölümünde eğitim gördüm. Marne-la-Valleée Paris-Est Üniversitelerinde turizm okudum. Yine Sorbonne Üniversitesi’nde Rusça öğrendim. Türkiye’de Marmara Tur ve Pacha Tur şirketleriyle, Fransızlarla çalıştığım için Fransa’yı biliyordum. Rehberlik hizmetlerime burada devam ettim.
Mesleğinizde en çok kullandığınız diller Fransızca ile Türkçe mi?
Türkçe ve Fransızca’nın yanısıra Rusça, İngilizce ve Almanca da kullanıyorum.
Müşteriniz olan turistler hangi ülkelerden geliyor ?
6 yıl öncesine kadar çok sayıda Rus turist geliyordu. Fransa ile olan siyasi sorunlar ile Rusya’da baş gösteren ekonomik kriz yüzünden gelen turist sayısında epey azaldı. Azerbaycan’dan da turist geliyordu. Latin Amerika ülkelerinden gelen müşterilerimiz var. Müşterilerimizin yüzde 50’ini Türkler oluşturuyor. Geriye kalanlar ise saydığım ülkeler.
Şirketiniz sadece rehberlik hizmeti mi veriyor ?
Hayır; taşımadan danışmanlığı kadar bir çok hizmet rehberlikle birlikte veriliyor. Salon ve fuarlara gelenlere eşlik ediyoruz. Business turizm. Kitle turizmi ile beraber bireysel turizm hizmetlerini de yapıyoruz. Küçük gruplarla kültürel geziler tertipliyoruz. Tarımsal, gıdasal, endüstriyel, hayvancılık alanlarında iş gezileri düzenliyoruz. 3 kişilik araçtan otobüslere kadar bu tür hizmetlerde kullandığımız araçlar var. Havaalanıdan müşterilerimizin gideceği yere kadar araç hizmeti veriyoruz.
Hizmetleriniz sadece Fransa ile mi sınırlı?
Hayır. Fransa başta olmak üzere Almanya, İsviçre, Belçika ve Hollanda en çok hizmet verdiğimiz ülkeler. Ancak arada bir İtalya ve İspanya gibi ülkelerde de çalışmalarımız oluyor. Ama işimizin yüzde 50’i Paris ve çevresinde dönüyor.
15 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un « Savaştayız » şeklinde başlayarak yaptığı konuşmada kısmi tecrit ilan etmesi sizi nasıl etkiledi ? Yaklaşık 2 ay süren kısmi tecriti Hasan Kızıl nasıl yaşadı ? Planlanmış turlarınızı nasıl iptal ettiniz ?
Aslında bizim için tecrit Şubat ayının sonunda başladı. Cumhurbaşkanı Macron’un konuşmasından çok önce. Zira salgın İtalya’da başına almış gidiyordu. İspanya’da başlamıştı. Aslında Ocak ayında salgını hissetmiş 20 Şubattan itibaren iptallerle uğraşmaya başlamıştık. Biz yakın turları durdurup iptal ettik. Mart başında ise bir kısmını da ileri tarihlere erteleme yollarını aradık. Bizim sezon çok erken bitti. Normal yaşama geçişten sonra da bizim için hiç bir şey değişmedi. Zira bir çok ülkeden zaten uçak gelmiyor. Bizim işimiz uçaklara bağlı. Uçak gelmezse bizim işimiz olmaz. Mesela Haziran başında çok Amerikalı gelip Normandiya’yı ziyaret ederdi. Bu yıl hiç kimse gelmedi. Türkler gelmiyor, gelemiyor.
Ekonomik olarak nasıl dayanıyorsunuz ?
Ayakta kalmak için küçülüyoruz şirket olarak. Elemanların bir bölümünü işten çıkarmak zorundayız. İlk başlarda ekibin tamamını tutmaya çalıştık ama zor. Devlet yardımlarıyla idare etmeye çalışıyoruz. Dediğim gibi : zor. Araçların sigortası, kira giderleri, telefon giderleri gibi sabit giderleri ödemeye devam ediyoruz. Ama zor bir dönem geçiriyoruz.
Dünya’da turizm bu yaz nasıl olacak ?
Tüm ülkeler iç turizme yönelecek. Her ülke kendi vatandaşını kendi ülkesinde tutmaya çalışacak. Mesela Fransa’da bu hafta itibarıyla nadir de olsa bazı yerlerde doluluk yüzde 70’e çıktı. Normal şartlarda bu dönemde yüzde yüz olmalıydı. Tamamen yerli turistlerden oluşuyor.
Avrupa Komisyonu « Güvenli Ülke » kapsamında Çin dahil olmak üzere sadece 15 ülkeye kapıları açtı. Türkiye yok bu listede. Politik mi bu karar ?
Şimdi ülkeler iç ve dış turizm dengelerini oluştururken bir noktaya dikkat ederler. Kendi vatandaşlarının gittiği ülkelerden gelen turist oranları ve bıraktıkları para. Mesela Fransa’dan Çin’e az turist gider ama tersi yönden bu sayı oldukça yüksek. Çinli turistlerin Fransa’da bıraktığı para çok yüksek. Türkiye ile ilgili ise bu durumdan bahsedemeyiz. Türk turistinin Fransa pazarındaki payı yüzde 1. Yani Fransa başta olmak üzere Avrupa’dan Türkiye’ye giden turistlerin bıraktığı para ile Türk turistlerinin Avrupa’da bıraktığı para birbirini dengelemiyor. Bu yüzden Türkiye listede yok.
Ama Fas ve Tunus « Güvenli Ülke » listesine alındı. Fransız turistlerin o ülkelerde bıraktığı para ile o ülke vatandaşlarının Fransa ve Avrupa’ya getirisi kıyaslanamaz bile. Bu durumu nasıl açıklayorsunuz ?
Fransa’nın bu ülkeler ile daha farklı ilişkileri söz konusu. O ülkelerde iş yapan çok Fransız var. İki ülke arasındaki ithalat ve ihracat rakamlarına bakmak lazım. Fransa’daki o ülkelerdeki yatırımları o ülkelerin kapalı kalmalarına izin vermez. Turizm dışında tamamen farklı sebeplerden kaynaklanıyor. Fransa’nın baskısıyla AB komisyonu bu kararı almış olabilir.
Diyelim ki : salgın Eylül ayına kadar iyice yavaşladı veya durdu. Bu durumun Turizm sektörüne yansıması nasıl olur ? Bu sektör bu yılı nasıl bitirir, kurtulur mu?
Her halükarda bu yıl turizm sektörü için bitti. Zira bizim sektörümüzde rezervasyonlar, programlar, planlar önceden yapılır. Hâlâ ne olacağı belli değilken hiçbir program yapılmıyor. Bu yıl devlet yardımlarıyla bu sektör yıl sonunu kapatır. 2020 sonuna kadar toparlanması mümkün değil. 2020 yılını atlatanlar 2021’de konuştuğumuz şartlar oluşursa 2019’un rakamlarının yarısını yakalayabilir ve ayakta kalabilir. Ama kimse para kazanmaz. Zaten an itibarıyla turizm 10 sene kaybetmiş durumda. Salgının uzun devam etmesi bu süreyi uzatır. Bu tüm dünya turizm için geçerli.
Kaldı ki salgından önce zaten turizm sektörü bir dönüşüm, bir değişim dönemine girmişti. Ekonomik darboğaz içinde olan bir çok şirket batmıştı bile. Mesela Türkiye’de Atlas battı. Dünya’da kitle turizminin en büyüğü olan Thomas Cook battı. Kitle turizmi bitti. Bu çerçevede zaten bir değişim-dönüşüm dönemi başlamıştı, Covid-19 bu süreci hızlandırdı. Mega turlar kapsamında 7 gün içinde 10 ülkeyi gezmek gibi, az zamanda çok yer görmek gibi düzenlenen kitle turları normal şeyler değildi zaten. Bunlar bitmeye başlamıştı ve Covid-19 bu son noktayı koydu. Bundan sonra böyle turların olacağını düşünmüyorum.
Covid-19 salgınında yara alan sektörün kaybı ne olur ? Şirketler batacak mı? Bu oran ne olacak?
Sanırım bunu Ekim’den itibaren daha iyi görürüz. Şimdilik devlet yardımları alan şirketler küçülmeye başladı ve ayakta kalmaya çalışıyor. Büyük bir belirsizlik devam ediyor. Ama salgının durması durumunda Ekim ayında alınacak kararlar çok belirleyici olacak. Ekim ayında 2021’in organizasyonunu yapmak lazım. Yeni programlar için paralar yatırmak lazım. İptal olmuş programlar için alınan paraların iade edilmesi lazım. Bir çok şirket iptal edilen programlarla ilgili alınan paraları hala iade etmedi. İşler kötüye gider, Ekim ayında 2021 yılı için planlanacak organizasyonlardan sıcak para gelmezse bu yıl sonu itibarıyla bir çok turizm şirketi batar.
Zaten bizim sektörde arz-talep dengesizliği : sektörde çok fazla bir yığılma vardı. Bu yığılma fiyatları iyice aşağı çekmişti. Ne diyelim, biraz acımasız olacak ama, doğanın dengesi diyelim. Covid-19 salgını bu yığılmayı bitirecek. Zaten kitle turizminin bitişiyle sektördeki yığılma yavaş yavaş azalmaya başlamıştı ama salgın bu süreci hızlandırdı. 2021 yılında geldiğimizde tur düzenleyen acentaların üçte birini göremeyeceğiz. En iyi ihtimal çerçevesinde bu oran piyasadan silinecektir.
Sadece rehberliği ele alırsak zaten kitle turizminin bitmesi, yazılım programlarının çoğalması rehberlerin büyük bölümünü işsiz bırakmıştı. Covid-19 salgını bu süreci de hızlandırdı. 2021 yılına geldiğimizde piyasada sadece « iyi rehberler » kalacak. « Eski okul rehberleri » dediğimiz bilgi ve donanıma sahip ama yeni döneme ayak uyduran rehberler ayakta kalacak. Eskiden müşteriye göre değil genel bir program yapılırdı. Şimdi ise müşterinin profiline uygun programlar yapılıyor. Animasyon yapabilen, yazılım programlarını kullanabilen, sosyal medya etkili, iyi donanımlı, müşteri profilini iyi okuyabilen rehberler devam eder. İşte buna ayak uyduran bilgili-donanımlı rehberler piyasada kalır. Sonradan çıkan « Free Rehberlik » adı altında hizmet verenlerin sayısında da artışlar yaşanır. Ki “Free Rehberlik” alanında çalışanların çoğu bu işi ek iş olarak yapıyor.
Sektördeki değişim-dönüşüm, yazılımcıların ön plana çıkması, Covid-19 salgını « Turist Profilini » nasıl etkileyecek ?
Sanırım turizmin başlangıcına geri dönüyoruz. Yani 1970’lı yıllarda bilinçli bir turist profili vardı. Kalite arayan, iyi hizmet bekleyen ve bu uğurda para harcayan bir turist profili vardı. Şimdi yazılım programları aracılığıyla herkes rahat bir şekilde rehbere ihtiyaç duymadan « şehir turizmini » yapabiliyor. Mesela Paris’te Eyfel Kulesi’ni görmek veya Louvre Müzesi’ni ziyaret etmek için rehbere ihtiyaç duyulmuyor. Kitle turizmi de bitti. Bu yüzden yukarıda da bahsettiğim gibi iyi donanımlı, müşteriyi iyi okuyabilen, döneme ayak uyduran « Uzman Rehberlik » dönemi başlıyor. Yapılacak organizasyonlar daha kaliteli ve donanımlı olacak. Bu durumun sinyallerini bir kaç yıldır alıyorduk. Ama Covid-19 salgını bu süreci de hızlandırdı.
Bu durumda rehberleri kötü bir son mu bekliyor ?
Evet, şu anki koşullarda en büyük yarayı rehberler alacak. Müşteri profilindeki değişim, yeni teknolojik imkanlar, Covid-19 salgını rehberleri derinde etkileyecek. Zaten düzenli bir meslek değildi. Bana öyle geliyorki 2021 yılında dünya genelinde 2020 yılının başında aktif olan rehberlerin yüzde 80’i işsiz kalacak veya mesleği bırakacak. Turizm alanında yatırımlarını, hesaplarını sadece rehberliğe göre yapanlar büyük yara alacak.
Genel olarak sektörde nasıl değişiklikler olacak ?
Yukarıda da bahsettiğim gibi ; turizm sektörü fabrika ayarlarına geri dönüyor. Yani müşteriyi iyi okuyabilen, kaliteli organizasyonlar ve hizmetler bağlamında söylüyorum. Turizmin başlangıcında bu böyleydi. Tüm ülkelerde bu yönde yatırım yapıyor. Mesela Paris’i ele alalım. Paris’te büyük değişimler gözlemliyoruz. Paris Büyükşehir Belediyesi şehrin çehresini değiştiriyor. Yollar daraltılıyor, trafik azaltılıyor, binalar yenileniyor, alt yapı yeniden elden geçiriliyor. Tüm bunlar kaliteli turizme hazırlıktır. Şehirlerde değişim-dönüşüm programları yüz yıl öncesinde yapılır. Paris’te hala 19. yüzyıl Haussmann mimarisi ve şehirciliği var. Ama bu değişecek. Şu anda yapılan tüm çalışmalar bu yönde. Bu değişim bittiğinde Paris’te hedeflenen turizmde gerçekleşecek.
Bu durumu tüm ülkelerde gözlüyoruz. Kaliteli hizmet ile kaliteli turizm hedefleniyor ve gerçekleştiriliyor.
Dünyada turist çeken birçok büyük şehirde ekolojiye dönük bir politika yürütülüyor. Eski otobüslerin hepsi kaldırılacak yerine elektrikle çalışan otobüsler konulacak. Çünkü kaliteli turist artık çevre sorunlarına ile alakalı ve hassas.
İçinde yaşadığımız koşulları göz önüne alırsak, büyük salon ve fuar gibi organizasyonların durumu ne olacak ?
Virüs ile yaşamaya devam ettiğimiz sürece bu tür büyük organizasyonlar olmayacak. Kaldıki artık herşey sanal ortamda yapılıyor. Defileler artık internet üzerinde yapılıyor. Ki bunlar zaten başlamıştı. Covid-19 salgını ile birlikte hız kazandı. Artık çok büyük kitleleri bir araya toplayan büyük fuar ve salonların organizasyonu zor olur. Otomobil, gıda gibi fuar ve salonlar yapılacak. Ancak daha farklı organizasyon ve kurallar çerçevesinde yapılacak. Defile gibi birçok organizasyon ise artık sanal ortamda olur diye düşünüyorum.
İkinci dalga durumunda Turizm Sektörü ne olur gibi bir soru sorsam …
Turizm ile ilgili olarak senin soracak sorun benim vecek cevabım olmaz. Tüm dünya bir kaosa sürüklenir. Artık sektör, meslek, iş konuları dışında gıda konusu ön plana çıkar. Gıda konusunda büyük sıkıntılar çıkar. İkinci dalga korkunç sonuçlar doğurur.