« Atanamadığı » öğretmenliği bırakarak bankacı olan ancak karşı konulamaz doğa aşkıyla arıcılığa yönelen Volkan Tanacı bu Pazar ki konuğumuz.

Çalıştığı bankanın kasvetli duvarlarının arasında yaşamayı rededen yüreğinin sesini dinleyerek doğaya yelken açan Volkan Tanacı, Paris’in çatılarında kendine « baldan » bir hayatı seçti. 11 yıl önce yine yüreğinin sesini dinleyerek aşkı uğruna Paris’e yerleşen Tanacı, Çukurova Üniversitesi Fransızca Öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra bir süre « atama » bekliyor. Öğretmenliğe bir türlü adım atamayan Volkan, maddi imkansızlıklar yüzünden bir bankada işe başlıyor.
Fransızcasını geliştirmek için tanıştıktan sonra aşık olduğu Fransız eşi ile Fransa’ya gelmeyi kararlaştıran Tanacı Paris’te de iki yıl boyunca bir bankada çalışıyor. Bankanın kasvetli duvarları, rakamların ağırlığı altında ruhunun ezildiğini hisseden Volkan, yüreğinin kır çiçekleriyle buluşma isteğine cevap vererek ekmeğini doğada kazanmanın yolunu arıyor. Bir süre iş arayan Volkan’ın hayatı bir Fransız arkadaşının « Doğayı seviyorsun. Neden arıcılıkla uğraşmıyorsun » şeklindeki sorusuyla değişiyor. Arıcılık üzerine bir dizi araştırma yapan Volkan, bu alanda kendini yetiştirme yolunu aramaya başlıyor.
« Usta-Çırak » ilişkisiyle başladığı arıcılık sektöründe 6 yıl boyunca usta bir aracının yanında çalışan çiçeği burnunda arıcı Volkan, kendi markası CityBzz’i kuruyor. Paris çatıları ile bahçelerine kovanlar yerleştiren Tanacı, ürettiği kaliteli balı gönderdiği her yarışmada çeşitli madalyalar kazanıyor. 2016 yılında Paris metropolü bal yarışmasında en iyi bal ödülünü alan Volkan Tanacı’nın Paris Belediyesinde aldığı iki adet kalite belgesi bulunuyor.
Hiç bir zaman « atanamadığı » Fransızca öğretmenliğinden Bankacılığa, oradan bir zamanlar delicesine korktuğu arılara rağmen arıcılığa yönelen Volkan Tanacı bu pazar ki konuğumuz. Kendisi ve mesleğiyle ilgili olarak sorduğumuz sorulara verdiği cevaplarla hikayesini anlattı.
Kim bu Volkan Tanacı ?

1977 yılı Adana doğumluyum. Tüm eğitim öğretim hayatim Adana’da geçti. Üniversiteyi doğası ve yerleşim yeri olarak Türkiye’nin en güzel üniversitesi diyebileceğim Çukurova Üniversitesi’nin Fransızca Öğretmenliği bölümünde okudum. Fransızca öğretmenliği kadrosu açılmadığı için atamam yapılmadı. İsteğim dışında da olsa bankacılık sektöründe çalışmaya başladım.
“Fransızcayı unutmamak için mail yoluyla yazıştığım ilk Fransız şu anki eşim“
Bankaya girdikten sonra üniversitede öğrendiğim Fransızcayı unutmamak için tanıdığım Fransızlardan yazışabileceğim insanların maillerini istedim. Eşim ile bu yolla tanıştık. Fransızcayı geliştirmek için yaptığımız yazışmalar neticesinde oluşan samimiyetimiz ile hayatımız birleşti. Kendisi burada devlet memuru olduğu için Türkiye’ye gelip yerleşemezdi. Bu yüzden ben gelmeyi tercih ettim.
“Balayımızı yürüyerek gerçekleştirdik“
Eşim ile düğünümüzden sonra balayına çıkacak kadar paramız yoktu. Biz de en ucuz nasıl olur diye düşünürken, balayımızı yürüyüş yaparak geçirmeye karar verdik. 5 gün süren « balayı yürüyüşümüz » boyunca 110 km yol katettik. Doğa ile hep yakın bir ilişkim vardı. Fransa’ya geldikten sonra doğaya olan sevgim aşka dönüştü.
Balayı yürüşümüzü o kadar sevdik ki daha sonra Paris’ten başlayıp İspanya’nın St Jacques Compostelle şehrinde biten ve genellikle ehli kitap katoliklerin yaptığı yürüyüşü gerçekleştirdik. Ormanlar, vadiler, dağları aştıkça doğayla bütünleştiğimi hissettim. İşte bu yürüyüşler geleceğimi belirledi. Kendi kendime « ben doğayla ilişkili bir iş yapmalıyım » dedim .
Paris’e geldikten sonra büyük bir bankanın ev kredileri bölümünde işe başladım. Parayla ilişkim hiç iyi olmadı. Bankanın kasvetli havası, duvarları ruhumu bunalttı. Tüm benliğimiz rakamların ağırlığı altında eziliyor gibi bir hissiyat ile işe gidip geliyordum. İşte tam o dönemde Amerika’da emlak krizi patladı ve sözleşmem uzatılmadı.
Bir arkadaşımın vasıtasıyla arıcılığa başladım. 6 ay mevsimlik işçi olarak çalıştıktan sonra patronum bana iş teklif etti. 6 yıl süren usta-çırak ilişkisine dayalı bir tecrübem oldu ve arıcılık alanında kendimi epey geliştirdim.
CityBzz böyle mi doğdu ?

Evet. Hala iletişimde olduğum ustam, patronumdan icazet alarak kendi şirketimi, yani CityBzz’i kurdum. Şehir arıcılığı yapmak için Paris’te çatılara ve bahçelere kovan yerleştirdim. Kendi kovanlarım dışında Paris’te bulunan bir çocuk hastanesinin bünyesindeki kovanların bakımıylada uğraşıyorum.
Şehir arcılığı ne ? Bize anlatabilir misiniz ?
Sanılanın aksine bugün arılar şehirde kırsala göre daha mutlular. Hepimizin bildiği üzere tüm dünyada arı ölümleri artmakta. Bunun birinci sebebi tarımda kullanılan zirai ilaçlar. Fransa kırsalında arıcılık yaparken her yıl arı kolonilerimizin yüzde 30’unu kaybediyorduk.Şehirde zirai ilaçlardan uzak durulduğu için ve çiçek çeşitliliğinin bol olmasından dolayı bu tarz ölümler yaşanmıyor. Mesela ben geçen yıl Paris’te hiç bir kolonimi kaybetmedim. Bugün Paris ve çok yakin çevresinde 500.000 ağaç var, park ve bahçeleri teraslarda ki çiçekleri de eklediğimizde arılar için yeterince rezerv var diyebiliriz.
Şehir arıcığının zorlukları var mıdır ?
Şehirde arıcılık yapmanın tabi ki bir takım zorlukları oluyor kırsala göre. Bir kere insanlara çok yakın çalışıyorsunuz. O yüzden kovanlarla ilgilenirken çok dikkatli, sakin ve yavaş çalışmanız gerekiyor. Onları çok kızdırmadan hareketlerinizin yumuşak olması çok önemli. Çatılara ve teraslara çıkmak her zaman kolay olmuyor, çatılardaki kovanlara giriş bazen bir merdiven yardımıyla oluyor, bal alımı yaparken merdivenden düşmemek veya bir tarafınızı incitmemek için özellikle dikkatli olunması gerekiyor. Bazen de park sorunu yaşıyorum maalesef.
Şehir arıcılığında aldığınız ödülleri anlatmak ister misiniz ?

Üç yıl gibi kısa bir zamanda CityBzz’in Paris Balı 6 madalya kazandı, aralık 2016’da altın madalyayla Paris metropolünün en iyi balı ödülünü aldık. 2017’de İstanbul’da yapılan uluslararası Apimondia Bal Yarışması’nda çiçek balı kategorisinde gümüş madalya, 2018’de “ile de France” bal yarısmasında gümüş madalya kazandık ve 2019’u 3 madalyayla tamamladık. Bir Türk olarak ülkem adına da çok gururlandığım bir şey. Citybzz balı 2017’den beri Paris belediyesinin her yıl Paris içinde üretilen ayrıcalıklı ürünlere verilen kalite belgesi “Fabriqué à Paris”yi de alıyor ve ayrıca katıldığımız tum yaışmalarda ise balımızı bağımsız labaratuarlarda tum analizlerini yaptırarak balımızın kalitesinide bu şekilde tescilliyoruz.
Türkiye’de Şehir arıcılığı yapılır mı ?
İstanbul’da şehir arıcılığının yapılmasının çok zor olacağını düşünüyorum. Arıların bal yapabilmesi için yeterince ağaç, çiçek ve yeşil alan yok maalesef. Ama Türkiye’nin farklı şehirlerinde yapabileceğini düşünüyorum. Ege’de Akdeniz’de hatta Karadeniz’de hala yeşilini koruyabildiğimiz yerlerde şehir arıcılığı yapılabilir zaten şehirlerin biyolojik çeşitliliğine ve florasına katkıda bulunması için yapılmalı da.
Bize Covid-19 salgını yüzünden yaşadığınız tecritti anlatır mısınız ?
10 binlerce kafe ve restoranı bulunan Paris’e her yıl 50 milyondan fazla turist geliyor. Sokağa çıkma yasaklarıyla beraber sokaklardaki hayat adeta durdu. Tecrittin daha beşinci gününde evin balkonunda tertemiz hava solumaya başladık. Havası değişen şehir bir başka kokuyordu. Mis gibi çiçek kokusu.
Salgın sonrasında insanlarda oluşan korku ve kaygı için ne diyebilirsiniz ?
Salgına bağlı olarak duran hayattın vahim ekonomik sonuçları ister istemez insanlarda korku ve endişeye neden oldu. Bunlar aşılması gereken çok önemli bir bariyer. Kendimizi korku ve endişelerimize teslim edersek yaşamın bize sunduğu sürprizlerin ve tesadüflerin yanıbaşından geçip gideriz. Önce meslek, sonra ülke, sonra yine meslek değiştiren biri olarak söyleyebilirim ki, korku ve endişelerimiz çoğu zaman yersiz. Endişe ve korkular yüzünden sağlıklı düşünemiyoruz. Bu nedenle insanların bu duygularını bir kenara bırakarak hayata umutla bakmalılar diye düşünüyorum.
Citybzz ile Volkan Tanacı’yı Fransa’da yaşayan Türkiye kökenliler ne kadar tanıyor ?
İlk zamanlarda tabiki çok tanınmıyordum. Fakat Türkiye’deki medya kuruluşlarında haberlerimin çıkması ve birkaç Youtube videosu sayesinde Paris ve çevresinde de tanınma imkanı buldu.
Türkiye kökenli arkadaşlar bana mail, telefon yoluyla ulaşmaya başladı. Çok güzel ilişkiler kurdum. Benden bal alıp tekrar dönüş yapanların sayısı çok fazla. Bu durum beni ziyadesiyle mutlu ediyor.
Burada yetişen gençlerimize neler diyebilirsiniz ?
Burada yetişen gençlerimize tavsiyem hayallerinin peşinden gitmekten korkmamaları yönündedir. Hayal kurarak, yeni fikirler üreterek dikkat çeker ve hak ettikleri yerlere, mevkilere ulaşırlar. Günü geldiğinde « keşke yapsaydım » diyerek pişman olmak çok kötü bir durum. Bu vesileyle gönlünüzde ne geçiyorsa onu yapın. Hata yapmaktan korkmayın.
Zaten başarı dediğiniz nedir ki ? Edindiğimiz tecrübelerin sonucunda ortaya çıkmıyor mu ? Yüreğinizin sesini dinleyin ve hayatınıza öylece yön verin…
Fotoğraflar : Volkan Tanacı’nın arşivinden alındı