Küresel ısınma ve iklim krizine karşı hazırlanan planların güçlendirilmesi, kalıcı ve somut tedbirlerin hayata geçirilmesi amacıyla 197 ülkenin katıldığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) başladı.
Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’na (COP27) 197 ülkeden 100’den fazla lider ve 40 binden fazla katılımcıyla başladı.
Dün öğleden sonra gelmeye başlayan katılımcılar 18 Kasım’a kadar devam edecek konferansta sel felaketleri, kasırgalar, aşırı sıcak dalgaları, kuraklık gibi birçok doğal afete neden olan küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı alınan kararlar, uygulanmaları ve yeni tedbirlerin getirilmesini masaya yatıracak.
Bugün ve yarın yapılacak COP27 Liderler Zirvesi’nin ardında her gün farklı bir temanın ele alınacağı çalışmalar yürütülecek. Finans, bilim, genç ve gelecek nesiller, karbonsuzlaştırma, adaptasyon ve tarım, enerji, biyo çeşitlilik, su ve sorunları gibi konular COP27’de ele alınacak konuların başında geliyor.
2015 Paris Sözleşmesi’nde, sanayi devriminden bu yana 1,1 dereceye çıkan küresel sıcaklık artışının bu yüzyılın sonlarına kadar 1,5 derece ile sınırlandırılması yönündeki hedefe ulaşılması için ülkelerin ulasal bazda yapacakları katkılar da konuşulacak. 1,5 derece küresel sıcaklık artışı hedefine ulaşılması için sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması için öngörülen planlar yeniden ele alınacak.
Varoluşsal bir kriz haline gelen iklimsel sorunların çözümü konusunda büyük bir önem teşkil eden COP27’de çıkacak kararlar 2030 yılına kadar azaltılması ve 2050’ye kadar sıfıra indirilmesi sera gazı emisyonlarıyla mücadele temel konulardan biri olacak.
Gelişmekte olan, özellikle Güney Pasifik ülkeleri başta olmak üzere, iklim krizi nedeniyle ekonomik kayıplara uğrayan ülkelerin zararlarının karşılanması için kayıp ve zarar mekanizmasından fon ayrılması zirvenin ana konularından biri olacak.
Küresel ısınma ve iklim kriziyle mücadele planlarına uyum sağlamaları için gelişmekte olan ülkelerin 2030 yılına kadar ihtiyaç duyduğu 340 milyar avroya kadar olan finansman ihtiyacı da masaya yatırılacak. Bu ülkelerin ihtiyaç duyduğu finans desteğinin hali hazırda sadece yüzde 10’unun karşılandığı ifade edildi.